18 Ağustos 2013 Pazar

YEMEĞE TUZ İLE BAŞLAMANIN FAYDALARI







NAR SUYU KADAR FAYDALI TUZ KADAR ZARARLI HİÇ BİR ŞEY  YOKTUR  AMA!
                                                                   
                                     AZ TUZ ÇOK NAR SUYUNDAN DAHA FAYDALIDIR

Yemekten önce ve sonra, bir miktar tuz almak sünettir. Yemekten önce tadılan tuz, mide enzimini harekete geçirir, sinirleri uyarır, hazmı kolaylaştırır. Tükürük guddeleri daha fazla salgı yapar, sindirim ve ağızdaki karbonhidrat parçalanması daha kolay olur. Ağız içine hava yoluyla bulaşmış mikroplar, tuzdaki sodyum klor sayesinde temizlenir.    

Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşarak midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önler.
Yemekten sonra alınan tuz miktarında ise ağızda bol miktarda gelen pityalin ile, dişlere yapışmış olan karbonhidratlar çözülüp eritilir ve diş çürümeleri önlenir. Ayrıca ağızda antiseptik özelliği gösterir.
Yemeğe tuzla başlamakla ilgili iki hadis-i şerif meali şöyledir:
“Ya Ali, yemeğe tuz ile başla!” (Şir’atü’l-İslam)
“Yemeğe tuzla başlamak ve bitirmek 70 hastalığa şifadır.” (Riyadu’n-Nasıhin)
Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirmenin tıbben de çok faydalı olduğu bildirilmektedir. Sadece tuz ile çıkan salgı olduğu, bu salgının çok önemli olduğu ve yemeğe tuz ile başlayıp bitirilince, yemek bu iki salgı arasında kalıp daha kolay hazmedildiği belirtiliyor. Gıdalar tam hazmedilmezse, çeşitli hastalıklar oluşabilir.

NOT:Yemeğin başında ve sonunda alınan tuz miktarının tuzu hissedecek kadar az miktarda alınmasının gerekli uyarıcı etkiyi yapacağından,tuzun fazla alınmamasına dikkat edilmesinde fayda vardır.

RAMAZAN ŞERBETİ HER DERDE DEVA

Ramazan şerbeti pek çok derde deva!




Ramazan Şerbeti Malzemeleri:

• 2 yemek kaşığı (30 gr) Hibiskus
(Kan şekerinin ve yüksek tansiyonun dengelenmesinde; iyi huylu kolesterolün yükseltilmesinde yardımcıdır. Ayrıca zengin magnezyumdan ve de malik asitten dolayı güçlü bir laksatiftir. Bağırsaklarda oluşan gazın alınmasında etkilidir. Şişkinlik şikâyeti çekenlerin yardımcısıdır.)
• 1 yemek kaşığı (15 gr) Kuşburnu
(Ciddi bir C vitamini deposu olan kuşburnu; vücuda rahatlık vererek kanı temizler.)
• 5-6 adet Karanfil
(Antiseptiktir, bağırsaklarda oluşan gazın alınmasında etkilidir, bedeni ve zihni yorgunluğu giderir; iştah açar, hazmı kolaylaştırır.) 
• 1 orta boy (200 gr) elma
(Böbrekleri temizler; kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürür, kan şekerini kontrol altında tutar.)
• 1 adet çubuk tarçın
(Ferahlık verir, iştah açar; el ve ayaklardaki titremeleri ve damar tıkanıklığını önler; Mide rahatsızlıklarına ve karın ağrılarına iyi gelir.) 
• 1 tutam (5 gr) kök zencefil
(Hazımsızlık gidermede kullanılır.)
• 2 yemek kaşığı (30 gr) demir hindi
(Kabızlığı gidererek bağırsakları temizler; vücudu rahatlatır, susuzluğu giderir ve serinlik verir.)
• 5 lt su
• 500 gr toz şeker 
Yapılışı
Şeker hariç bütün malzeme bir tülbent veya bez torbaya konur. 5 litre su ile birlikte yaklaşık 1 saat kaynatılır. Şekeri ekledikten sonra 20 dakika daha kaynatın, kapağı kapalı halde yarım saat demlenmeye bırakın, süzüldükten sonra soğuk olarak içiniz. Dilerseniz bu tarifi tatlandırıcı ile de daha düşük kalorili yapabilirsiniz. Ancak birçok tatlandırıcı ocaktan alındıktan sonra eklenmeli uyarısını içerir. Bu uyarıya dikkat edin. 
NOT:RAMAZANDA İFTAR SOFRALARINDA GAZLI İÇECEKLERİN YERİNE İÇEBİLECEK EN İYİ İÇECEK

BAZI YİYECEK ,İÇECEK VE MEYVELERİN FAZİLETİ







BAL: Bal,bütün hastalıklara şifadır. Yetmiş peygamber (aleyhimusselam) bala,berket ile dua etmiştir.Herhangi bir ayın ardarda gelen üç sabahında bal yiyene o ayda büyük bela isabet etmez. Bütün sene bela gelmez de denilebilir. Hazret-i Ali (kerremallahu vecheh)buyurduk ki:<Birinizin bir şikayeti olur, ya'ni bir yeri ağrırsa,hanımının mehrinden üç dirhem istesin. Çünki Allahü teala, hanımın mehri için <Hnien,merien>buyurmuş,balda şifa bulunduğunu bildirmiş,gökten indirdiği suya da mübarek buyurmuştur (Bostan).Allahü teala mehr Nisa süresi dördüncü ayet-i kerimesinde <Henien merien> buyurmuştur. Bal için :Onda bütün insanlar için  şifa vardır ve yağmur suyu için de <Semadan mübarak suyu indirdik> buyurmaktadır.                                                                           
Hz.Muhammed: Her akşam yatarken bir bardak bal şerbeti içen kimse ömrü boyunca dert görmez.
Hz.Musa: Bir insan sabahleyin uyanınca bir tas bal şerbeti ile bir dilim ekmek yerse 62 hastalıktan kurtulur.
Hz.İsa: Bal yuvaya lezzet ruha tad yavrunuza şifa verir.






                                                                  
PİRİNÇ:Pilav yerken Resülullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) çok salevat-ı şerife getirmelidir. Çünki pirinç, içinde Peygamber efendimizin nuru bulunan bir cevherdendir.Nur, Adem aleyhisselamın alnına gitmek için o cevher yarılmış, parça parça olmuştur. Bu parçalara, tanelere biz pirinç diyoruz. Resülullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştur:<Ben Arş'ı tavaf eden latif bir cevher idim.Allahü teala bana nazar etti. Utandım, terledim. O sırada benden yedi damla damladı. Allahü teala birinci damladan Ebü Bekr'i, ikinciden Ömer'i, üçüncüden Osman'ı, dördüncüden Ali'yi, beşinciden gülü, altıncıdan pirinci, yedinci damladan  da kabağı yarattı>.
Celali'de diyor ki :Pirinç mideyi temizler, karnı bağlar, bağırsaklara faide verir.Yüzün parlaklığını arttırır. Bedene sağlık, rahatlık verir ve güzel rü'yalar görmeyi sağlar. Şarih diyor ki:Bir fadıldan duydum:Bazı alimler.<Pirinç hayata neş'e katar, ömrü arttırır> sözünü,<pirinç yiyenler güzel rü'yalar görür, neşeleri çok olur, herkese tembellik ve uyku içinde  zayi olan geceler, onlara gündüz gibi olur>demişlerdir.








ÇÖREK OTU: Çörek otu, ölüm hariç her hastalığa şifadır.Hadisi şerif ile bildirilmiştir.Hadis-i şerif ile bildirilmiştir. Calinos diyor ki:Çörek otunun faidesi çoktur.Bağırsakları çözer .Karındalki solucanları öldürür,göz sulanmasına faide verir.Kavrulup mavi bir beze sarılarak birkaç kere koklanırsa zükkam (nezle) hastalığına iyi gelir.Yüzde ve bedendeki sivilceleri ve uyuz hastalığını giderir.Sirke ile karıştırıldığında  balgamlı hastalara iyi gelir.Diş ağrısına karşı ağızda çiğnenir.İdrarı söker, kadınlarda süt gelmesine sebep olur.Yağı, ihtiyarlığı önler, sakalın bitmesini çabuklaştırır. Tıbda daha birçok faideleri anlatılmıştır  .
Muhyiddin-i Arabi (rahmetullahi aleyh) Vesayal-fütuhat'da anlatılıyor: Tanınmış kimselerden biri cüzzam hastalığına yakalandı. Doktorlar, bu hastalık iyice yerleşmiştir, ilacı yoktur dediler.Hadis-i şerif ehlinden Sa'dü's-Sü'ud isminde bir alim, onu gördü.Hadis-i şeriflere imanı, güveni tam olan bu zat,hastaya, kendini niçin tedavi ettirmiyorsun? dedi.Hasta olan, doktorlar bu hastalığın ilacı yoktur dediler, dedi. Sa'dü's-Sü'ud, doktorlar yalan söylüyor.Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) onlardan mütehassısdır.Çörek otunun her hastalığa şifa olduğunu söylemiştirçSenin hastalığın da bu cümledendir, dedi. Çörek otu ve bak istedi. Karıştırıp hastanım bütün vücuduna , başına,yüzüne,ayaklarına kadar sürdü. Bir saat öyle kaldı.Sonra yıkandı.Derisi soyuldu.Yerine taze deri çıktı. Dökülen saçlarının yerine daha gür  olarak çıktı.Doktorlar ve insanlar, bu hadis aliminin , hadis-i şeriflere olan imanının kuvvetine hayret ettiler.Ondan sonra habbetü's-sevda (çörek otu) her hastalıkta kullanıldı.Hatta gözü ağrıyanların gözüne sürme gibi sürüldüğünde anında iyileşirdi.
Tıbb-i'n-nebevi'de diyor ki : Çörek otu ekmek ile yendiğinde sancıları giderir, baş ağrısını dindirir,karın ağrısı ve kusmaya, baygınlığa, üşütmeye iyi gelir.Unutkanlığı ve bedbahtılığı giderir.







PATLİCAN: Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) patlicanı yer ve faidelerini anlatırlardı. <Zarar niyti ile yenirse zarar, şifa niyeti ile yenirse faide verir> buyurmuştur. Tıbbı'n-nebevi  ve diğer kitaplarda diyorki: Abdullah İbni Abbas (radiyallahü anhüma) Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ensar'dan birinin ziyafetine gitmiştik. İçinde patlican ve kabak bulunan bir yemek ortaya kondu. Bir kişi, ya Resülallah, patlicanı yeme. Acı olur ve sevdayı attırır.Ağız kokusu yapar, zarar verir dedi.Peygamber efendimiz:<Sus, sus, sus. Mi'rac gecesi Cennetü'l-me'va'ya girdiğim zaman Sidretü'l-müntehanın altında,patlicanları dallarında asılmış şekilde gördüm. Ya Cebrail bunlar patlican mıdır dedim.Evet patlicandır. Allahü tealanın birliğinin, senin peygamberliğini ve Ali'nin velayitini ilk tasdik eden bitki budur.Hastalık niyeti ile yiyene zarar verir.Şifa niyyeti ile yiyene faide verir> dedi.(Bu sözün hadis-i sahih olmayıp,İbni Ravendi'nin sözü olduğu Fevaid-i Camia'da yazılıdır. Mütercim).
   Kadi Yahya bin Esum (rahimehullah),Halife Me'mun bir kimsenin akıllı olduğunu patlicanı sevmesinden anlardı demiştir. Ca'fer-i Sadık (radıyallahü anh),Merkep, üstünde taşıdığı patlicanın ne olduğunu bilseydi, diğer merkeplere övünürdü demiştir. Bir hadis-i şerifde:<Patlıcan ne güzel bitkidir. Onu yumuşatınız, zeytinyağlı yapınız ve çok yiyiniz. Çünki Allahü teala'ya ilk iman eden ağaç odur. Hikmet iras eder ve dimağı taze tutar ve mesaneye kuvvet verir ve cimayı arttırır> buyurulmuştur. Sözü uzatmadan kaçınıp hadis-i şerifin mazmununa  ve manasına bakmalıdır.Peygamber efendimizin tıbbi bilgisi , Hak sübhanehü ve teala'nın hazinesindendir. O tabiblerin reisidir, başhekimidir.



     KAYNAK:

ŞİR 'ATÜ'L İSLAM

SAĞLIKLI OLMANIN KURALLARI

                                                                                                                                        “Daima taze yemeklerden yiyiniz...” Buzdolaplarımız Peygamberimizin bu yöndeki uygulamasını ve tavsiyesini yerine getirmemiz noktasında hepimizi tembelliğe sürüklüyor. Haftalık ve aylık yemekler yiyoruz. Bedelini de sağlığımızla ödüyoruz.
·                                                                                                                                             “Çok sıcak ve çok soğuk yemeyiniz...” Bu tavsiyeye uyanlar, sünnet-i seniyyeye göre yaşamış oluyorlar. Böylece sağlık sorunu yaşamıyorlar.
·                                                                                                                                             “Çok çiğneyiniz, yavaş yiyiniz...” Bu tavsiyeye riayet edersem hayatın akışına yetişemem; aç gözlülüğümü tatmin edemem” diyenleri hastane kliniklerinin önlerinde sıra beklerken görüyor ya da oralarda görüşüyoruz.
·                                                                                                                                             “Yemeğe oturmadan evvel ve yemek yedikten sonra ellerinizi yıkayınız...” Aile terbiyesi alanlar ancak bunu başarabiliyorlar. Hassasiyeti olmayanlar tınmıyorlar bile.
·                                                                                                                                             “Yemekten dâima iştahlı olarak kalkınız, çok yemeyiniz...” Açgözlülük ne büyük bir musibettir, biliyor musunuz? Böylelerinin karınları doyar gözleri hiç doymaz. Gözün doyması için de kanaat ehli olmak gerek.
·                                                                                                                                             “Üzüm, hurma ve zeytin Allah’a şükretmek için size âfiyet ve kuvvet verir.” Kur’ân-ı Kerim’de bunlardan bahsediliyor olması dikkat çekici değil mi? Öyle ise, hem yiyelim ve hem de şükür ile gereğini eda edelim...
·                                                                                                                                             “Yorulduğunuz zaman tatlı yiyiniz...” Çünkü tatlı enerji takviyesinde bulunur.
·                                                                                                                                             “Kırık ve çatlak kâselerden yemek yemeyiniz, su da içmeyiniz...”
·                                                                                                                                             Yemeklerde daima neşeli olunuz. Aile efradıyla birlikte yiyiniz. Misafir bulundurunuz. Yalnız yemek yemeyiniz... Şeytanları yemeğinize ortak etmeyiniz... Besmelesiz başlamayınız... Hamd ve şükürsüz sofradan kalkmayınız...
·                                                                                                                                             “Haftada iki gün (pazartesi, perşembe); ayda üç gün (her arabi ayın 13. 14. 15. günlerinde) Oruç tutunuz; vücudunuz dinlensin...”
·                                                                                                                                             “Bal yiyiniz... bin derde devâdır.”
·                                                                                                                                             “Çörekotu yiyiniz; ölümden gayrısına şifadır.”
·                                                                                                                                             “Sofralarınızdan sirkeyi eksik etmeyiniz; o ne güzel katık ve bereket sebebidir.”

YEMEĞE BAŞLARKEN BESMELE ÇEKMEK

Hayır ve bereket için dua etmek de yeme içmenin sünnetlerindendir. İbni Abbas (radiyallahü anhüma),Resulullah'ın (sallallahüaleyhi ve sellem): <Yemeğe başladığınız zaman, Allahümme barik lena fihi ve et'ımna hayren minhü deyiniz > buyurduğunu rivayet etmiştir. Bu, sütten başka olan yemekler içindir. süt için ise <Allahümme barik lena fima rezaktena ve zidna minhü>Sütün tahsis edilmesi faidesinin umimi olmasındandır. Hiç bir şey hem yiyecek, hem içeçek yerine geçmez . Süt ise, hem açlığı, hem de susuzluğu gidermektedir(Şerh-i Mesabih)                                                                                                                                            
   Besmeleyi,yemek yiyenlerin hepsinin duyması için yüksek sesle çekmelidir. Yemeğe başlarken unutan hatırladığı zaman ,Bismillahi evvelehü ve ahırehü demelidir. Böylece kusurunu telefi etmiş olur. Abdestte böyle değildir.Başlarken Besmele çekmek sünnettir. Unutup ortada hatırlarsa da sünneti kaçırmış olur. Çünki abdestin hepsi bir ameldir. Yemekte ise her lokma bir yemek sayılır(Şerh-i Vikaye).
 Ümeyye (radıyallahü anh) anlatıyor: Bir adam yemek yiyordu. Son lokmasına kadar Besmele çekmedi.Son lokmayı ağzına götürürken Bismillahievvelehü ve ahirehü dedi. Resülullah(sallallahü aleyhi ve sellem) bunu görünce güldü ve :<Şeytan onunla birlikte yemek yiyordu.Allahü teala'nın ismini söyleyince,şeytan karnındakini kustu >buyurdu.
 Yemeği bitirince ihlas süresini okumalıdır. İmam Gazali (rahmetullahi aleyh), Resülullah efendimizin yemek yerken,<Ehamdü lillahillezi et'amena ve sekana  ve ce'alna minel müslimin>buyurduğunu bildirmiştir. Yine Peygamber efendimizin:<Yemek yediğinde, Elhamdü lillahillezi et'ameni haza ve rezekanihi min ğayri havlin minni ve la kuvveh diyen kimsenin bütün geçmiş günahları afv olur>buyurduğu rivayet olunmuştur (Avarif)